Projen hazır, çalışmaya başlıyorsun…
İlk iş: Bi web sitesi!Zzss
Öyle ya, tanıtmak gerek er ürerssssününü.
Hemen bilgisayarzın[efn_note]
test this[/efn_note]
karşısına geçtin ve “Web sitesi kurmak için ne yapmalıyım?” diye düşünmeye başladın. Projeyi yazarken “web sitesi kurulacak” ibaresini ne de kolay geçiştirmişsin!
“Ol” deyince olmuyormuş 1meğerse. Ne de çok düşünülmesi gereken şey varmış!
Eğer sen de yeni girişimcilerden isen, Starbucks ‘ın bir köşesinde (bence “overrated”) kahveni yudumlayıp düşünmeye başlamışsındır.
…
… araya birazcık araştırma girdikten sonra:
“Aaa… WordPress varmış hayat kurtarıcı! Hatta Joomla, Drupal, vs. vs. Niye korkutuyorsunuz ki Sadi Bey?”
W
Korkutmuyorum, ama önceliklerini en baştan belirlemen gerektiğini anlatmaya çalışacağım.
Web sitenin renk seçimi, grafikleri, dizaynı, menüleri, metinleri, sloganları, reklam alanları ve bilumum içeriklerini oluşturmak için uzun geceler seni bekliyor. Ancak web sitesi dediğin sadece bu kadarcık mı? Bir web sitesi sadece içerikten mi oluşur?
Hayır tabi ki. Öncelikle web sitenizin ne işe yarayacağını saptayın.
– Kaç kişi bakacak web sitenize?
– Site dinamik mi olacak, statik mi?
– Form kullanılacak mı?
– Veritabanı lazım mı?
– Reklam alacak mısınız?
– Siteyi tanıtmak için reklam verecek misiniz?
– ve bunlara benzer onlarca soru daha sor kendine.
Sitenin ne işe yaracağına karar verdikten sonra siteyi nerede barındırman (hosting) gerektiğine karar vermen gerekecek.
Hemen esas konuya geçeyim. Siten eğer statik ve basit bir site olacak ise, alan adını (domain) aldığın şirketten barındırma da (hosting) almanı öneririm. Ziyaretçi sayısı az, anlık bant genişliği düşük barındırma hizmetleri zebil gibi. İyi bir barındırma hizmeti nasıl seçilir adlı yazımda bundan bahsedeceğim.
Ama “web sitesi projemin kilit noktalarından. Şimdi olmasa bile ileride çok ziyaretçim olacak” diye düşünüyorsan, işte sana çözüm. Hatta iki tane:
cloud.google.com
aws.amazon.com
Bilenler bilir, “dedicated server” kavramı artık tarihe gömülüyor. Yani artık “bir barındırma şirketinin bir odasında, bir bilgisayar sahibi olmak” kavramı değişti. Artık web siteleri bulutlarda barındırılıyor. Peki nedir google ve amazon’un diğer bulut barındırıcılardan farkı?
Şöyle özetleyeyim:
Ölçeklenebilirlik (Scalability)
Anladık mı?
Tekrar edelim:
Minimum koşullarda hizmet satın aldıktan sonra, aldığınız hizmetleri anında (gerekirse sizin müdahaleniz gerekmeden) ihtiyaca cevap verecek kadar büyütebilme ve/veya ihtiyaç olduğu kadar gerekli diğer hizmetlerin satın alınmasına ve bunların “kullandığın kadar öde” ücretlendirilmesine müsaade eden bir platform türüne ölçeklendirilebilir denir. 🙂
Diyelim ki haftasonları insanları sosyal ortamlarda buluşturmak üzere bir proje geliştirdin ve bunun bir ayağı da web sitesi. Bariz ki siten hafta içi yatacak. Yani trafiğin hiç olmayacak, ama hafta sonları arı kovanına dönecek.
Basit bir barındırma sitesinden alacağımız “paylaşımlı barındırma hizmeti” haftasonları yetersiz kalacak, birkaç yüz veya bin kişi aynı anda siteye akın edince, site yavaşlayacak, yavaş siteyi zaman içerisinde kimseler kullanmayacak. Sen de çözüm olarak daha hızlı bir paylaşıma yıllık çok daha fazla ücret ödeyeceksin.
Oysa ölçeklendirilebilir bir bulut sitesinden hizmet alırsan, sitene gelen trafik arttıkça anlık olarak daha hızlı bir sunucu sana hizmet verecek, dolayısıyla müşterilerin yavaşlama hissetmeyecek, sen de o anlarda ne kadar dalga genişliği harcadıysan, o kadar para ödeyeceksin. “Kullandığın kadar öde.” Bu kadar basit.
Tabi ki bu çözümün yeterli olmadığı durumlar da var. Kendi ağına sahip olunması gereken durumlar da var. Ancak bu bilgilendirme onlar için değil.
Çok yakında ölçeklenebilir bulut sunucuları hakkında daha detaylı bir yazı daha paylaşacağım. O zamana kadar size iyi araştırmalar.
- zxffh fgh fghfdh ↩︎